Aile işletmesi sahibinin karşılaşacağı en zor soru, sorun yaratmadan işletmeyi çocuklara nasıl devredebileceğidir. Eğer tek çocucuğu varsa ve onu bu iş için iyi hazırladığına eminse her şey daha kolay olur. Ama iş yerinde çalışan birden fazla çocuk ya da aile üyesi varsa karar vermek güçleşir. Çoğu ebeveyn aile işinin çocukları tarafından devir alınalarak, sürdürülmesini ister. Ancak bu her zaman en iyi seçenek değildir. Çünkü ortaya işin bırakılacağı kişinin yeteneklerinin yeterliliği ve hazır olup olmadığı sorunu çıkar. Birden fazla aile üyesi olduğu zaman bu seçimin nasıl yapılacağı ayrı bir sorundur. Geleneksel yapı içinde yönetimin en büyük çocuğa bırakılması sorunu çözer mi? Ya da yönetimdeki kişi bir başkasına yönetimi bırakmaya karar verdiğinde çatışma engellenebilir mi? İşte bu soruların yanıtlarının verilememesi ya da zamanında düşünülmemesi ekonominin önemli bir kısmını oluşturan aile işletmelerinin üçüncü kuşaktan sonra devamını engellemektedir. Bu nedenle ikinci ya da üçüncü kuşaktan sonra aile işletmeleri dağılmakta ya da el değiştirmektedir.
Aile işletmelerinin başındaki büyük, çoğunlukla emekli olma konusunda isteksizdir. Çünkü iş onun için görev değil, tutkudur. Kendini besleyen bu süreçten kopmada zorluk çeker. İş sahibinin iş üzerindeki kontrolünü sürdürmek istemesi doğaldır. Gelecek nesillerin bu durumu kabullenmesi ve sürdürmesi durumunda sorun yok gibi görünebilir. Ancak bu durumda yeni nesil sorumluluk almayı ve kullanmayı öğrenmekte zorluk çekecektir. Bu dengeyi sağlamak güçtür. Aile büyüğünün işi bir sonraki nesle devredene değin geçen süre eski neslin, yeni nesli eğitmesi ve gelecek için hazırlaması gereken süredir. Yeni nesil doğru eğitildiğinde, güç ve kontrolün bırakılması kolaylaşacaktır.
BÜYÜME VE BAĞIMSIZLAŞMA
Normal koşullarda, aileler çocuk yetiştirirken onların büyümelerini, kendilerine yeter duruma gelmelerini ve kendi başlarına yaşamalarını amaçlarlar. Ancak aile işletmelerinde bu durum hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmez. Çocuk büyüyüp evden ayrılsa bile günün önemli bir kısmını ebeveynelerinin biri ya da ikisi ile geçirmek zorundadır. Eğer otorite ve kendi olma becerisi arasındaki denge sağlanamazsa, kolayca erişkin tip bir bağımlılık oluşur. Aile büyüğü çocukları yetiştirirken gereken özgüveni ve bağımsızlığı verememişse sonuç güvensizlik olarak belirir. Bu güvensizlik hem büyüklerin yeni nesile, hem de yeni nesilin kendi becerilerine güvensizliğidir. Ailelerde kardeşler arası anlaşmazlıklar doğaldır. Normal gelişimde yaşlar büyüdükçe, farklı istekler oluştukça anlaşmazlıklar azalır. Ama aile işletmelerinde büyüme ile birlikte aynı hedefe ulaşma isteği artacağından, çatışmalar ve mücadeleler artar. Bu gelişim sırasında aile büyüklerinin uzlaştırıcı ya da karmaşayı arttırıcı tutumları sorumluluk dağıtımı sırasında büyük önem kazanır. İşletmenin sürdürülmesi ve yetki devirleri sırasında ekonomik ve hukuki planlamaların ötesinde aile dinamikleri ön plandadır.
İŞLETMENİN DEVRİ
Üst nesil işletmeyi gelecek nesillere ne zaman bırakmalı? Uygulamada üst nesillerin işletme yönetimini bıraksalar bile kontrol ihityacını bırakamadıkları görülmektedir. Oysa çok geç olmadan işletmeyi devr etmek ve sadece gerekli zamanlarda kılavuzluk yapmak süreci kolaylaştırıp, işletmenin sağlıklı sürmesini sağlayabilir. Yönetimin devredilmesi sırasında kardeşler arasında sorunlar artar. Babanız ve annenizle birlikte ve onlar için bağımlı çalışmak zordur. Ama kardeşiniz, ağabeyiniz ya da ablanız için çalışmak çok daha zor gelebilir. Yönetime gelmeyen kardeş mutsuz ve kızgın olabilir. Bazen kardeşler uyum içinde çalışabilirler. Ancak onların devir zamanı geldiğinde, kendi çocuklarının daha etkin olması isteği bir sonraki kuşakta sorun yaratacaktır. Aile işletmelerini üçüncü kuşaktan sonra büyük sorunlar yaşamasının en önemli nedenelerinden bir bu anlaşmazlıklar ve yetki paylaşım sorunlarıdır. Özellikle boşanma ve yeniden evlenmelerin artması nedeniyle, aile kavramlarının ve kapsamlarının değiştiği günümüzde düşünülmesi gerekenler artmıştır.
Akılcı, yeteneklerin, eğitimin ve eğilimlerin değerlendirlmesi sonrası yapılan devirler sorunların çözümünü de sağlar. Ama aile işletmelerinde bunu yapmak, aile dinamikleri nedeni ile zordur. Bu süreci sağlıklı geçirmek için bir çok aile işletmesi sadece kurumsal ve hukuksal değil, aile dinamiklerine yönelik de danışmanlığa gerek duyarlar. Gelişim devrelerinin dinamik incelenmesinde, Freud’a göre babalar ve oğullar arasındaki en önemli çatışma nedeni rekabettir. Bu rekabetin konusu ise annedir. Aile şirketlerinde bu rekabetin konusu iş olur. Yani annenin yerini iş alır. Bir yandan baba gibi olmak isteyen, onun sahip olduklarına sahip olmak isteyen çocuk, diğer yandan bu rekabette güçlü olan babadan çekinir ve ona kızar. Bu nedenle kız çocuklar mirascı olduğunda daha az sorun olmaktadır. Baba ile rekabete girmeyen, hatta onu besleyen kız çocuk aile işletmesinde daha kolay başarı sağlamaktadır.Buna karşın, bir çok toplumda cinsiyet ayrımı nedeni ile bu durum göz ardı edilmektedir.
Aile şirketinin devri çok önceden planlanmalı, mirascılar doğru değerlendirilmeli, sağlıklı ve sürekli olarak iş için eğitilmeli, aile dinamikleri düzenlenmeli, yönetim ve yetkiler bunların ışığında paylaştırılmalıdır.